Kısaca kendimi anlatmam gerekir mi? Bilemedim. Aslında iki sene öncesi tüm inişler, çıkışlar burada, boş vakitlerinizde okursanız geçmişim hakkında oldukça fazla bilgiye sahip olursunuz.
Son iki seneyi ise ne ben size anlatayım, ne siz sorun. Bu iki sene içinde bunların bi sınav olduğunu farketseydim bu kadar karanlık olmazdı, olsa bile bu kadar sürmezdi.
Mevlana der ki;
Her şey vaktini bekler
Ne gül vaktinden önce açar
Ne güneş vaktinden erken doğar
Bekle senin olan sana gelecektir.
Beklemedim ama gün geldiğinde farkına vardım; Peki ne olmuştu? 1,5 sene boyunca koltuktan kalkmayan, sürekli depresyonda, öz bakımını bi kenara bırakalım evini bile süpüremeyen, bir kez kalp spazmı geçirmiş, tip 2 diyabete yakalanmış yapayalnız bir kadın olmuştu.
Doktorlardan çıkamadığım, gecelerce kramplarla uyandığım, ölümü saniye aklımdan çıkarmadığım bir anda bir kapı açıldı ve içeriye beni herbalife ile tanıştıran o kadın girdi.
Şimdi nasıl olduğumu, neler yaptığımı bu blog aracılığı ile sizlere anlatacağım.
Daha iyisi kendim gibi olan insanlara bir nebze yardımım dokunursa dünyanın en mutlu insanı olabilirim bence.
İnsanın bir hayali olmalı; benim hayalim ise Türkiye'nin her şehrinde dokunduğum hayatlar olması ve onlarla beraber bir aile haline gelmek, tüm ailenin hayallerinin gerçek olması.
0 yorum: